Likya Yolu
P N

Likya Yolu

P N

Günümüzde Teke Yarımadası olarak adlandırılan, Antalya ile Fethiye körfezleri arasındaki Akdeniz’e uzanan yarımada antik coğrafyada Likya olarak adlandırılmıştır. Bölgenin güney sınırı Akdeniz ile belirlenmiş; doğu, batı ve kuzey sınırları ise tarihi süreç içinde dönemlere göre değişiklik göstermiştir. Antik yazarlara göre; Antalya’nın hemen batısından başlayıp güneybatıya doğru uzanan Beydağları, Akdağ silsilesi ve onların kuzeybatı doğrultusundaki uzantısı, Likya’nın kuzey sınırını oluşturmaktadır. Homeros Troia savaşlarını anlatan ünlü İlyada destanında Likyalıların Glaukos ve Sarpedon önderliğinde Akhalara karşı Troialıların yanında yer aldığını anlatmaktadır.Likya İ.Ö.545 yılından itibaren Pers Kralı Harpagos’un zaptı ile Pers yönetimine girip 480 yılında Kral Xerxes’in Yunanistan’ı zaptı için oluşturduğu donanmaya 50 gemi ile katılmıştır. Pers istilası İ.Ö.334 yılında Makedonya’lı Büyük İskender’in İstanbul Boğazını aşıp Anadolu’ya geçişi ve İ.Ö.333’de Granikos Savaşında Persleri

Likya yolu, resmi olarak Ovacık kasabasının güneyinde, Ölüdeniz yoluna paralel doğu (dağ) tarafında bulunan diğer bir asfalt yolun dönemecinde başladığı kabul edilse de, bilinen Likya ülkesinin batı sınırı olan eski adı Termessos; bugünkü Fethiye ilçesi ile daha güneyinde bulunan yarımada ortasında Kayaköy olarak bilinen eski ismi Karmylassos arkeolojik yerleşimler mevcuttur.

Kirme yerleşiminden aşağıya doğru inen Likya yolu, irili ufaklı su kaynaklarının kenarından geçerek Faralya yerleşimine asfalt yola iner. Faralya köy yerleşimi, Babadağ›ın eteklerinde güneye bakan bir yamaçta, kelebekler vadisinin hemen üzerinde yer alan, mevki ve flora açısından son derece özel bir konumdadır. Birçok endemik bitki türü barındırır. Ölüdenizden gelen dolmuş, Faralyadan geçerek Uzunyurt ve hatta Kabak yerleşimine ulaşır. Faralya›da market ve diğer alışveriş imkanı bulunur. Kamp, bungalow veya Akdeniz tipi taştan yapılmış otellerde barınma imkanı mevcuttur. Faralya›yı geçmeden önce ana yoldan sağa doğru sapılırsa, Kelebekler vadisinin eşsiz manzarası izlenebilir. Hatta bu sapaktan aşağıya , vadinin tabanındaki kamp alanına ulaşan bir patika vardır. Sarp kayalıkların üzerinde kurulu iplere asılarak inilmektedir. Ağır yük taşıyanlar veya amatör yürüyüşçüler için oldukça tehlikelidir.

Bel yerleşiminden güneydoğuya doğru ayrılan toprak yoldan birkaç km ilerde sağa doğru ayrılan Likya Yolu; kırmızı toprağı, asırlık zeytin ağaçları, karstik kireç taşları ve Akdeniz'e özgü bitki örtüsü ile adeta büyük ve yapay bir süs bahçesini andıran bir düzlükte; Belcekız denilen mevkiden sonra, yüksek çam ağaçları arasından bir boğaza doğru yükselir. Boğazdan sonra ise nispeten dik eğimli bir yamaçtan zigzaglar ile inişe geçer. Karakteristik Likya Yolu işaretlerinin nispeten silindiği bölgede, güneydoğu yönünde yamaçtan aşağıya doğru inmeye devam edilirse bir müddet sonra Gavurağılı yerleşiminin batısındaki düzlüklerin üzerinde iniş devam eder. Uzun yamaç inişi, taş örülü bir patikayı geçerek sona erer. Ağaçların ve tarlaların arasından 1 km kadar devam eden patika, Gavurağılı yerleşimine ulaşır.

Kumluova'ya gelmeden, kumluk arazide yer yer okaliptus ağaçları ve fundalıkların içerisinde, çeşmenin olduğu yerden sola devam eder. Bu çeşmenin suyundan içilmesi tavsiye edilmez. Bir süre sonra köprüyü geçen patika, artık sıklıkla seraların olduğu Kumluova – Gerenovası yerleşimlerine doğru yönelir. Yol üzerinde Letoon harabeleri görülür. Letoon harabelerinden sonra doğuya yönelince, Eşen ırmağının kıyısına kadar devam edilir. Eşen Irmağı'na paralel olarak kuzey yönünde devam eder. Karaköy ve köprünün diğer tarafında da Kınık yerleşimleri görülür.

Çavdır yerleşiminin güneyindeki üç yol sapağından sağa doğru yönelince, önce mezarlık daha sonra toprak yoldan devam edilerek zeytinliklerde tepenin üzerine doğru çıkar. Vadide eski bir Roma köprüsü dikkati çeker. Çayköy yerleşiminin üzerinde, Likya patikası, köy yoluna çıkar. Bir müddet sonra, tekrar patika başladığında, su kanallarına paralel olarak devam eder. İkinci bir Roma köprüsü geçildikten sonra çam ağaçları altındaki toprak yoldan devam eder.

İslamlar (Podamya) yerleşiminden 1 km kadar güney yönde, asfalt yol üzerinde ilerleyen yol Akbel'e ulaşır. Akbel'de mezarlıktan sağa, camiye doğru giderken ilk aradan sola, sonraki ilk aradan da sağa sapıp okulun yanındaki yoldan düz ilerleyen patika , Antalya asfaltından hemen karşıya geçince Delikkemer tabelası çıkar. Akbel'den bu noktaya kadar asfaltta ilerleyen yol, sonrasında çalılık içerisinden 6 km boyunca Kınık-Patara ovasını seyrederek ilerler. Delikkemer'e varılınca yol ikiye ayrılır.

Akbel'den Bezirgan'a doğru 3-4 km boyunca asfalttan ilerleyerek Kalkan'ın manzarası eşliğinde ilerlenir. Yol üstündeki eski su sarnıcından sola sapılarak taşlı patikadan tepeye doğru zikzaklar çizerek tırmanma başlar. Dik ve yorucu bir tırmanış olabilir. Zirvenin ardından taşlı yollardan yürüdükten sonra eski ama hala kullanılan tahıl ambarları görülür. Bezirgan köy meydanına kadar asfaltta ilerlenir. Kalkan ilçesinden sonra içme suyu ancak Bezirgan'daki çeşmelerden temin edilebilir.

Gökçeören'de konaklama ve yemek-içme suyu ihtiyaçları için yerel halk imkan sağlamaktadır. Gökçeören'den itibaren asfaltta bir süre ilerleyen yol, daha sopnra toprak yoldan dere yatağına paralel olarak devam eder. Tatlı bir meyille uzun süre inişten sonra, Karadere denilen, yaz kış akan dereyi gördükten sonra derenin karşısında tepeye doğru tırmanış başlar. Birkaç saatlik bir tırmanışın ardından önce bir düzlük, sonra da terk edilmiş birkaç ev görülür. Ardından kamp için müsait bir alan ve suyun olduğu, büyük bir çınar ağacının bulunduğu bir yer göze çarpar. Bu noktadan sonra, yeni yol çalışmaları nedeniyle, Likya yol işaretleri büyük oranda silinmiştir. Bazen toprak yol, yer yer patika olarak devam eder.

Phellos'a kadar yer yer dikenli bir patikada ilerleyen yol, yeni yol çalışmaları nedeniyle bazı kısımlarda oldukça belirsiz hale gelmiştir. Tepeye hafif bir tırmanış ile Phellos'un ilk kalıntıları görünür ve ardından patika, bizi şehrin girişine doğru götürür. Şehre girmeden, yanından Çukurbağ'a doğru yönelir. Çukurbağ'a kadar dik olarak birkaç km boyunca iniş devam eder. Köy camisinden de aşağıda köy merkezine girilir. Köyde market bulunmaz ancak birkaç yerde kuyu suyu kullanılabilir. Çukurbağ içinden geçen Likya Yolu, uzun düzlükler ve tarlaların ortasından geçerek Kaş ilçesini tepeden gören bir noktaya ulaşır.

Çukurbağ'dan güneye ilerleyen Likya Yolu, Kaş ilçesini tepeden gören bir terastan aşağıya dik şekilde inerek Kaş yerleşiminin içerisinden geçer. Kaş ilçesi, toplu taşıma, market, banka, konaklama vb. ihtiyaçların karşılanabileceği bir merkezdir. Limanağzı yönünde devam edecekler için Boğazcık–Kılınçlı yerleşimine varana dek ihtiyaçların karşılanacağı başka bir yerleşim olmadığı düşünülerek hareket edilmelidir.

Limanağzı'nın bulunduğu yerde başlayan yarımadanın boğaz kısmından geçilerek hafif tımanış, ardından hafif iniş ile deniz kıyısında ilerleyen Likya Yolu, beyaz renkli çok sivri taşların olduğu bir kıyıya paralel olarak devam ederek Çoban Koyu'na ulaşır. Koyun tam doğusundaki tepenin üzerinden tekrar aşağıya inerek Fakdere mevkiine ulaşır. Fakdere'nin güneyinde bulunan burnun ucunda, Bodrum Müzesi'nde sergilenen dünyanın en eski batığı çıkarılırken kullanılan yerleşim alanları kalıntıları mevcuttur. Fakdere'nin bulunduğu koyun doğu ucunda da eski bir sarnıç ve harabeler mevcuttur. Fakdere'de yaşayan bekçinin evinden, gerekirse içme suyu ihtiyacı karşılanabilir.

Boğazcık yerleşiminin girişinden sağa doğru Likya Yolu'ndan devam edilmez ise köy içinde yemek, içme suyu ve hatta konaklama imkanı için yerel halk evlerinden faydalananmak mümkündür. Köyün girişinde sağa doğru sapan Likya Yolu, tepenin üzerinden sola, Apollonia arkeolojik yerleşiminin bulunduğu tepeye doğru yönelir. Harabelerin olduğu tepenin yamacındaki asfalt yolu kısa bir süre takip ettikten sonra sağa sapar; taşlık arazilerden bayır aşağı inildikten sonra zeytinlikler arasında kızıl toprakta patikalardan geçerek Aperlai arkeolojik yerleşimine inilir.

Üçağız yerleşiminde meydanın arka tarafından, evler arasında toprak yoldan ilerleyen yol, 2-3 km sonra tersaneye çıkar. Tersanenin olduğu koy boyunca dönerek çeşme ve mezarlığın yanından, birkaç ev ve tarlaların olduğu düzlüklerin içerisinden devam eder. Yol, bir koya çıktıktan sonra bütün koyu gören harabelerin arasından geçerek kıyıdan ayrılır. Likya Yolu patikası, Kapaklı köyüne kadar hafif çıkışlı olarak gider. Ancak yerleşim içerisine girmeden, köyün aşağı kısmından geçerek tekrar inişe geçer ve tekrar deniz kıyısına ulaşır. Çakıllı plajdan Andriake'ye, ince bir patikadan sağa doğru devam edilirse, önce bir ahşap köprü, ardından Andriake'deki arkeolojik yerleşimlerden geçerek karayoluna ulaşır. Buradan, Demre ilçesinin içerisinde St. Nicholas-Noel Baba Kilisesi görülerek Myra arkeolojik yerleşimine varılır.

Andriake yerleşiminden önceki Likya yol ayrımından sol-yukarı doğru gidilecek olursa Sura antik yerleşiminden geçen patika, Sura'dan sonra yine antik merdivenler ile girilen bir kanyonda yükselir. Vadiden yükselen patika, asfalt yol ile birleşerek Gürses yerleşimine paralel olarak zaman zaman çalılık ve dikenlerin arasında devam eder. Myra antik yerleşiminin üzerindeki surlara kadar sürekli olarak sarnıç ve antik yıkıntıların arasında devam eden patika, surlardan aşağıya inerek Myra'nın önüne iner.

Belören yerleşiminin çıkışındaki toprak yolun yanındaki patikadan yükselen Likya Yolu, geniş bir düzlüğün kenarından geçerek toprak yoldan Zeytin yerleşimine ulaşır. Zeytin yerleşiminden sonra toprak yolda kısa bir süre devam ettikten sonra sağa doğru, patikaya yönelir. Bir müddet iniş yaptıktan sonra köy evlerinin ardından ormana girer. Tepede, tekrar toprak yolda kısa bir süre devam eder ve tekrar patika olarak Alakilise'ye kadar iniş yapar. Alakilise'den birkaç km sonra hafif tırmanış ve daha sonrasında da dik bir tırmanış yaparak Papaz Kayası olarak bilinen arkeolojik kalıntıların altından geçer ve dağın başına kadar tırmanır. Bu noktadan sonra sırtları takip ederek hafif eğimle, orman içi patikalarla aşağıya inmeye başlar.

Pafta 16'da görülen kuzey rotasına alternatif olarak; Myra antik yerleşiminden sonra Demre Çayı'nı geçen karayolu köprüsünden sağa yönelen güney rotasından devam edilirse, 1,5 km ilerde, Kınık yerleşiminin içerisinden yukarı doğru çıkan asfalt yol boyunca devam ederek bir süre sonra makilik alana girer. Akdeniz'e özgü bodur maki içerisinde 4-5 km boyunca ilerleyen patika, Yukarı Beymelek yerleşiminin içerisinde bulunan Ision harabeleri önünden, köy içerisindeki karayoluna ulaşır. Güneye (denize) doğru ilerleyen Likya Yolu güney rotası, sahilde anayola çıktıktan sonra doğuya doğru yönelerek lagünün etrafında dolanır. Lagünün denize açıldığı boğaz kısmının karşısından doğuya doğru yükselen ve birçok arkeolojik yerleşimlerin olduğu Bonda Tepesi'ne tırmanan antik yol üzerinde devam eder. Beymelek, lagün ve hatta Demre ilçesinin panoramik manzarasının olduğu Kaklık Tepesi'nin doğusundan devam eden patika, Dinektepe mevkiinde, kuzeyden gelen kuzey rotası ile birleşerek doğu yönünde Finike'ye

Bonda Tepesi'nin daha üzerinde, Dinektepe mevkiinde, kuzey ile güneyden gelen iki ayrı patika birleşerek yer yer makilik, çam ormanı ve son yıllarda açılmış olan toprak araç yolları ile kesişerek Finike ilçesine iner. Finike ilçesinden sonra yaklaşık 20 km boyunca denize paralel olarak kumsalı takip edecek olan Likya Yolu üzerinde belirgin bir yerleşim merkezi olmamakla beraber sahilde yazlık yerleşimler bulunmaktadır. Ancak yiyecek, su, barınma ve diğer ihtiyaçlar için en uygun noktanın Finike ilçesi olduğu söylenebilir. Finike ilçesi içerisinde kuzeye doğru giden karayolu ile Likya ülkesinin en büyük yerleşimlerinden olan Arikanda arkeolojik yerleşimine, yaklaşık 1 saat sürecek araç yolculuğu ile varılabilir.

Paftadaki Likya Yolu'nun tamamı, denize paralel olarak kumsal üzerinde ilerler. İstenirse, Likya patikasından ayrılarak Kumluca ilçe merkezine giden karayolu takip edilir ve arkeolojik Rhodiapolis ve Korydalla yerleşimleri ziyaret edilebilir.

Paftadaki Likya Yolu'nun tamamı, denize paralel olarak kumsal üzerinde ilerler. Mavikent yerleşiminin güneyinde, sahilde, Gagai arkeolojik yerleşim–su kemerleri görülebilir. Her ne kadar pafta lejantında market veya yerleşim olarak işaret konulmuş ise de bu paftadaki yerleşimlerin özellikle sahildeki kısmı yazlık, tatil amaçlı yerleşimler olup kış aylarında boş olma ihtimalleri yüksektir. Özellikle yiyecek ve su için market, yazın bulunur.

Likya Yolu paftalarının yerleşim düzeni dolayısıyla, bu paftada gösterilen Likya Yolu, kıyıdan Karaöz yerleşimine ulaşır ve geçtikten sonra toprak yola paralel olarak buruna doğru devam eder. Bu kısım pafta no:22 de gösterilmiştir. Daha güney kısımda bulunan Gelidonya Feneri'nin olduğu yamacı dolanarak tekrar, 21 nolu paftada görüldüğü üzere, orman içi patikasından Adrasan yerleşimine iner. Adrasan sahilini geçerek sahilin sonundaki dere yatağından yukarı doğru yönelir. Asfalt yol üzerinde, dere yatağı üzerinde pansiyon ve restoranların bittiği noktada sağa doğru yönelerek Olympos yerleşimine doğru tepeye tırmanmaya başlar.

Likya Yolu'nun bu bölümünde Karaöz yerleşiminden güneye doğru yönelen patika, toprak yol üzerinde yarımadanın uç kısmına kadar devam ettikten sonra sola doğru işaret ile ayrılır; orman içerisinde yükselerek Gelidonya Burnu ve Feneri'ni gören bir yamaca ulaşır. Bulunduğu tepenin sırtını takip ederek bir miktar daha yükselen patika, daha sonra orman içerisinde inişe geçer ve güzel bir deniz manzarası ile kıyıya paralel olarak Adrasan'a doğru devam eder.

Adrasan’dan gelen patika, orman içerisinden, Musa Dağı'nın kuzey yamaçlarına kadar vadi içerisinden tırmanarak Olympos yerleşiminin etrafından yeniden inişe geçer. Sandal ağaçlarının oluşturduğu peyzaj içerisinde, orman içerisinde ilerleyen patika, dere yatağına paralel olarak vadi kenarından Olympos sahil yerleşimine ve Korykos arkeolojik yerleşimine ulaşır.

Olympos sahil yerleşiminde sahile açılan patika, Çıralı sahili boyunca devam ederek Çıralı sahilinin sonuna doğru, doğu ve batı rotaları olmak üzere ikiye ayrılır. Doğudan devam eden patika, denize yakın, düşük rakımda devam ederek ve koyların etrafından dolanarak Phaselis arkeolojik yerleşimine doğru devam edecektir. Batıdan devam eden patika ise Ulupınar ve Beycik yönünde yüksek rakımlara yükselerek Tahtalı Dağı üzerinden kuzey yönünde, yüksek rakımda devam edecektir. Pafta üzerinde, Olympos ve Çıralı yerleşimlerinden her ikisinde de yiyecek, alışveriş ve konaklama imkanı sağlayan tesisler mevcuttur.

Chimaera (Yanartaş)'dan kuzeye doğru çam ormanı içerisinde ilerleyen Likya Yolu patikası (batı rotası), anayol etrafında bulunan Ulupınar yerleşimi içerisinden geçerek Beycik yerleşimine doğru, yine kızılçam ormanı içerisinde yükselişe geçer.

Çıralı'da ikiye ayrılan Likya Yolu'nun doğu rotası, sahilde muhtelif koyları geçerek Tekirova yerleşimine iner. Kasabanın bulunduğu düzlükte uzunca süre ilerleyerek kuzey yönünde devam eder ve Phaselis arkeolojik yerleşimine ulaşır. Yiyecek, içecek, konaklama ve alışveriş gibi ihtiyaçlar, bu paftada Tekirova yerleşiminden temin edilebilir.

Yukarı Beycik yerleşiminden kuzey yönünde ilerleyen Likya Yolu batı rotası, Tahtalı Dağı'nın batısındaki boğazdan geçerek asırlık sedir ve ardıç ağaçları ve kar çukurları arasından ilerler; ortasında bir evin bulunduğu küçük bir düzlüğe iner. Bu noktaya inmeden önce ayrılan bir patika ile Tahtalı Dağı'nın zirvesine erişim mümkündür.

Phaselis arkeolojik yerleşiminden başlayarak denize paralel biçimde kuzeye ve daha sonra kızılçam ormanları arasında, dere yatağından Kuzdere yerleşimine doğru devam eder. Phaselis arkeolojik yerleşimi ile ilgili bilgiler, 26 numaralı paftada verilmiştir. Bu paftada yiyecek, su ve konaklama için Çamyuva yerleşimi, uygun imkanlar sağlamaktadır.

Yayla Kuzdere'de anayoldan ayrılan Likya Yolu batı rotası, zaman zaman orman, bağ bahçe ve bazen de yollar ile kesişerek Gedelma yerleşimine ulaşır. Phaselis tarafından Kuzdere yerleşimine, oradan da yukarı doğru Kesme Boğazı ve kanyonu içerisinden karayolunu takip ederek Gedelma'ya ulaşan Likya Yolu doğu rotası ile birleşir. Gedelma'dan yukarı doğru çıkan asfalt yoldan birkaç yüz metre sonra orman içerisine sapan Likya Yolu, orman içerisinden Göynük Yaylası yönünde devam eder. Paftada, yeme içme, market alışverişi gibi ihtiyaçların karşılanabileceği uygun yer, Gedelma yerleşimidir.

Gedelma yerleşiminden gelen Likya Yolu, Meşeçukuru vb gibi küçük yerleşimlerden geçerek Söğütçük denilen yerleşime ulaşır. Buradaki yerleşimlerin ortak ismi Göynük Yaylası olarak bilinir. Söğütçük yerleşiminden aşağıya, yola paralel ve kimi zaman yol üzerinde takip eden Likya yol patikası, yoldan ayrılarak Göynük Çayı'na kadar iner. Bir süre dere içerisinde devam eden güzergah, ahşap merdivenli bir geçişten kısa bir süre sonra dereden ayrılarak kısa bir tepeye tırmanıp iner ve başka bir dere havzasından sonra uzun bir tırmanışa başlar.

Göynük Kanyonu Milli Parkı'ndan kuzeye doğru, vadi içerisinden yükselen Likya yol patikası, vadinin sonlarına doğru Sarıçınar Dağı'nın zirvesine doğru yönelir. Dağın eteklerinde stabilize bir yola ulaşarak birkaç hanenin olduğu bir yayla yerleşimi içerisinden geçer ve stabilize yol üzerinde Hisarçandır yerleşimine; Likya Yolu'nun resmi başlangıç noktasına kadar iner.